Sivrihisar yada eski adıyla Karahisar
Cami , arka plana dağları sokayım dedim ve çatı resmi içinde araba görüntülerini kestim . Dışardan görüldüğü kadar insanda bir ululuk hissi uyandırmıyor . Resimdende görüldüğü gibi çok penceresi var , içerde rahat çekim yapabileceğim . Bu görüntü güney cephesi doğu ve batıda kuzeye yakın kısmında iki giriş kapısı var . Yol hafif meyilli batı kapısıyla cami zemini aynı düzlemde benim girdiğim doğu kapısından zemine en az on basamakla iniliyor , çatıyı beşinci basamaktaki geniş alandan çektim . Dışardan bakınca ahşap bir yapısı görülmüyor ; içerisi çok karanlık ve öğle namazı için cemaat hazırlandığı için arzu ettiğim iç resimleri çekemedim . Dışardan cami yapısı öyle yüksek gözükmez isede dışardaki duvar yüksekliği kadar aşağıya iniliyor dolayısıyla flaşım bir otomatik makina için çok yetersiz kaldı . İçerde ahşap tavanı tutan bir sürü ağaç direk (sayamadım ) vardı . Çatı resmini hemen kapı girişine yakın bir yerden çektim ve fotografı aydınlattım . Başlıklar romalılardan kalma eserlerden . Ulucami 1275 yılında yapılmış , ben mihraba kadar gidemedim güzelmiş , benim ters yönümdeki kapıdan namaz için halk girmiye başlamıştı .
Sağdaki minare Ulu Camiine ait , soldaki meydanda tek başına duruyor . İç Anadolu’da böyle tek başına duran minareleri daha öncede gördüğüm için pek şaşırmadım . Trakya’da da minaresiz camiler var ; bunlar depremlerde kısmen yada tamamen yıkılmışlar . Bazı minareleri Balkan Savaşı sırasında bulgarlar camileri kiliseye çevirmek için yıkmışlar , Mimar Sinan eseri olanların minareleri onarılmıştır . Ulu Camiinden biraz uzaklaşınca bir kümbet gördüm ve sergilemek için resimleri birleştirdim . Alemşah kümbetiymiş . Selçuk hükümdarı Melik Şah 1328 de yaptırmış . Kümbetin merdivenle çıkılan üst katında mihraba dönerek dini vecibelerinizi yerine getiriyorsunuz ; alt katta ise mezarlar var . Hükümdarın kardeşi Sultan Şah’ın mezarı burada .
Kümbetin merdivenlerini zor çıktım , merdiven altındaki kapıya doğru inmedim . Kümbetin içerisi kirli , duvarlar solmuş ama mihrap pırıl pırıldı . Şehrin alanındaki bir çok ev yenilenmişti , görünümleri güzeldi . Genelde iki katlı yapılar şehri oluşturuyordu .
Resim yazısı ekle |
Nasreddin Hoca’nın kızının mezarı yakınında bir hamam vardı , kadınlar arabalarla hamama gidiyorlardı . Hamam binasını beğenmediğim için çekmedim . Tam karşısında bir zamanlar camii olarak kullanışmış kiliseyi resimledim . Kilisenin önünde camla kaplanmış bölümde sanırım tarihi kişilerin mezarları vardı . Ben yan taraftaki haziredeki mezartaşlarını resimlemeyi daha uygun buldum .
İlk çektiğim poz olan saat kulesinin resmini ekliyerek yazımı bitiriyorum . İki büyük eksiğim var 67 tane olan muhteşem direklerden birini şöyle çekip koyamamış olmam halbuki karanlıklar içinde parıldıyan şeyleri bu sene çok gördük ; birde Sivrihisar’a yaklaşırken görülen o kaya hisarın sivri uçlarının pozu (!)