21 Haziran 2012 Perşembe

20 Haziran 2012 de bir aceleye gelen Bursa günü

Havalar sımsıcak evden dışarı çıkamadığımız gibi tüm gün eve bağlı kalıyoruz eşime yarın sabah erkenden şehir merkezine gidelim postahanede işim var dedim . Gerçi eve yakın bankalar tarafında postahane açılmış ama e-devlet şifresi vermiyor . Yaşlanan yada yaşlılık şekeri olanlarda tiroid bezi çalışmıyor , sabah ilacı içtikten 1/2 saat sonra kahvaltı edebiliyorsunuz dolayısıyla evden çıkıp metroyla şehre inmemiz uzadı .  Özlüce'den Şehreküstü'ye varışımız 11i buldu .


PTT merkez binasına gitmek için bayır yukarı yürümeye başladık , yönümüz Kapalı Çarşı ... Önüne gelince Ulu Camii fark ettim . Edirne'deki fetret devrinde yapılan sittin camii Eskicami benzeri olan Ulu Cami Yıldırım Beyazıt tarafından inşa ettirilmiş ama camiye çevrilmesine sonradan karar verilmiş .







Hızlı bir şekilde fotografları çekip caminin karşısındaki ptt binasına girdim ve bir sıra numarası aldım . İçersi dolu , oturup sıralarını bekliyenler var ama memurları tanıyan yüzsüzlerin , çember sakallı ve kara çarşaflıların işi aksamıyor . Sıra bana iyice yaklaşırken patladım , sohbet etmekten iş yapmıyan memure ile sıraya yüzsüzleri alan kalkıp bir an önce yemeğe koştular . Bir buçuk saat sonra bir buçuk dakikada şifremi aldım .


Bu güzel hanın karşısındaki alış veriş merkezine girip biraz serinde dolaştıktan sonra yine yakınında kebab yiyip karşısından kalkan tramvaya dolaşmak için bildik .


Tramvay hızlı giderken pek görüntü alınamıyor , park probleminin büyük yaşandığı Bursa'da tarihi eserlerin çevresi hep böyle ...




Son durakta Yıldırım Beyazıd'ın heykelini oturduğum yerden resimleyip geri döndük ve ilk durakta indik . Meğer resimlediğim gülkurusu renkli han içersinde 18. yüzyıldan kalma at arabası sergileniyormuş , bir avrupa tipi binek arabasının yerine bizden bir şey kalmış olmasını daha çok dilerdim .