23 Aralık 2013 Pazartesi

Eski Cami , Ulu Cami yada Camii Atik

Eski camii , Cami- Atik , Ulu Cami Edirne 'de Osmanlılar'dan günümüze ulaşmış en eski anıtsal yapıdır . 1403 de Sultan             I. Süleyman tarafından yapımına başlanmış Çelebi Sultan Mehmed zamanında
1414 de bitirilmiş   15. yüzyılın en cüsseli camiidir . Mimarı Konyalı Hacı Alaaddin kalfası Ömer bin İbrahim 'dir .
Bayram , cuma namazları sonrası vaizin kılıç elde fetva verdiği camidir .


Padişahlardan II. Ahmed ve II. Mustafa ' ya camide kılıç kuşanma töreni yapılmıştır .
 
Eski cami merkez kubbeyi taşıyan dört paye ve dört duvar üstüne oturan dokuz kubbe ile
çok kubbeli camiler gurubuna girer .1749 da yangın ve 1752 de depremden zarar gören cami I. Mahmud tarafından onartılmıştır .






















 Paye ve duvarlarda yer alan iri ak yazılar ve barok süsleme mekan etkisini zayıflatır .
Onarım sonrası ünlü hattatlar yazılarını buraya vermiş yada yerinde yazmışlardır . 

Minberin sağ tarafındaki altın yazdızlı besmelede II. Abdülhamid 'in imzası görülür .












II. Murad döneminde Edirne 'ye gelip vaaz veren Hacı Bayram Veli 'ye istinaden vaaz kürsüsü saygı nedeniyle imamlarca kullanılmamaktadır .









Mihrabın sağında bulunan Rükn-ü Yemaniğ      taşı , taş Mekke 'den getirildiği için kutsal sayılır .
















18 Nisan 2013 Perşembe

Krezüs yada Karun 'un izinde ...

Lidya'nın başkenti Sardes yada Sart 'ı görmeğe Salihli / Manisa 'ya gittiydim , amaç ilk parayı görmekti ... Tarihte para - sikke olarak ilk basılan Lidya parası kabul ediliyor , elektrona damga vurmuşlar . Lidyalılar paranın alaşımını ve ağırlığını sabit tutmuşlar .
Bu paraları Manisa Arkeoloji Müzesinde görmeyi umuyordum ama Manisa 'da müzenin yerini bir türlü bulamadım . Öğrendiğime görede müze 20 yıldır nem problemi nedeniyle kapalıymış , ver elini Uşak Arkeoloji müzesi ...

 

Uşak 'ta da bu paraları göremedim , müzede antik para içeren panolar olmasına karşın 
"Lidya Parası"yoktu . Hoşunuza gitmesi için müzede resmini çektiğim elektronların resmini koyuyorum . Göreceğiniz üzere düzgün şekli olmıyan alış verişte para yerine kullanılan altın prototip paralar bir kase içinden size doğru saçılmış ...  



Uşak müzesine girerken sizi kocaman bir fotograf karşılıyor , girişin resmini çektiydim ; 
sonra bu resmi benim çektiğim fotografla birleştirdim . Bu vazoyu en az on poz çekmişim 
ama hani adam gibi çekilen iki adet olmuş nedeni kalın vitrin  camları , değişik aydınlatma 
ve eserlerin yeni temizlendikleri için pırıl pırıl oldukları . Evde hiç gümüş eşyamız var mı bilemiyorum ama benim hanım sürekli bunlar nasıl pırıl pırıl duruyor diye haklı olarak 
sorup  durdu . Gözünüzü alamıyorsunuz .



Karun Hazinesinin en değerli parçasının sahtesi , denizatının aslı geri geldi ama 
müzeye artık zor döner . Eşim aşağıdaki parçaların bulunduğu pano önünde uzun 
süre kaldı ,  resim öğretmeni - kadın beğenisi .




Kolyeler nasıl görünüyor , bilezikler harika ...  bileziklerin bu şekli koldan kolay 
çıkmasınlar diye olsa gerek . Müzede pişmiş toprak eserlerde var ... 
Siz en iyisi müzeye gelin ...




2 Nisan 2013 Salı

Sardeis 'te bir roma gimnazyum-hamam kompleksi

Yaşlı , çirkin , koca göbekli Silenos yorgun ve sarhoştu . Bedeninin üstü insan altı teke 
olan bu doğa cinini arkadaşları yolda unutmuş oda bir ağacın dibinde sızmıştı . Silenos 
dans ve şarapla özdeşlenen Dionysos alaylarının simgesiydi . Onu bulan köylüler sıkıca 
bağlayıp Kral Midas 'a götürdüler . Midas bilge satiri tanıyıp onu sarayında günlerce 
ağırladıktan sonra tanrı Dionysos'a götürdü . Dionysos karşısında mutlu iyi bakılmış  
satirini görünce çok sevindi ; "dile benden ne dilersen" dedi krala ... Frigya kralı Midas : 
" her dokunduğum altın olsun" dedi .
Hikayeyi biliriz Kral Midas pişman olur . Dionysos 'a yalvarır , tanrı krala git ellerini  
Paktalos çayının kaynağında ellerini yıka der . Paktalos yani Sart çayı kaynaktan 
aşağıya altın taneleri taşır . Lidyalılar önce paralı askerlerine verilecek sonra ticarette 
de kullanılacak ağırlığı sabit bileşimi sabit altın gümüş alaşımı elektrona simgeleri olan 
aslan başı figürünü bastılar , "para" kullanılmıya başlandı .
Büyük bir hevesle eşimle Lidya 'yı görmiye Sardeis 'e yani Sart'a gittik .
 
 

Şaşkın şaşkın etrafa bakarken Lidya neresi diye sormuşum ... Yanımızdaki görevli burası
Lidya ama gördüğünüz şeyler Roma medeniyetinden kalma diye açıkladı ...
Karun'un memleketinde farklı bir şeyler bulmayı umuyordum . Tuğla yığma yapı değil ...
 
 
Eşimin üstünde durduğu yol Roma yolu , bu yol üzerinde durarak yukardaki pozları
çektiydim . Yolun kenarında küçük küçük hücre yapılar var , bunlar roma devrinde
dükkanlarmış alt kısımlarında kanal mevcut ayrıca içlerinden geçen künkleride
görüyorsunuz ... Buraya hizmetler vermiş Roma imparatorunun da adı yola kazınmış .
Sinema starlarının adlarının yere yazılması bu örneklere dayanıyor olmalı .
 
 
 Yolun sonuna gelip bir kaç adım attıktan sonra bu panaroma ortaya çıkıyor , fikirlerim değişti .
 
 
 Gördüğümüz bir roma gimnazyonu , burası giriş kısmı ... Gimnezyum - hamam bir arada .
 


 
Yapıdan bazı detaylar , giriş kısmı iki katlı olmalı . Benim en çok hoşuma yerdeki çiçek
şeklindeki mazgal gitti , zevkli insanlarmış . 
Gimnazyumun arka duvarı hamamın çevre odalarını içeriyor , örtüyle kapatılan soyunma 
yada eşyaların konduğu yerler olmalı .
Gimnazyumun arkasındaki bölümde dış ısı etkisindeki soğuk su ve sıcak su havuzları 
bulunuyor ve geridede hamam varmış . Sanırım hamam daha çok harap olmuş ve bir 
tepe görümüne bürünmüş ...
Havuzların çevresinde odalarda önlerinde oturup sohbet ediyorlarmış .
 
 Sardeis 'te çok büyük bir alana yayılmış gimnazya-hamam kompleksini beğendiğinizi umarım .


24 Mart 2013 Pazar

Sardes'te bir musevi tapınağı , havra

Lidya Kırallığı demek Sartes demek . Son kıral cömertliğiyle ünlü ve hala dillerdeki deyimle onu anıyoruz "Karun kadar zengin" ... Karun yada Kroisos tarihta bilinen ilk altın ve gümüş paraları bastıran kişi . Ülke zenginliği alınan vergiler , ticaret ve altın üretiminden kaynaklanıyor . Doğudan bir çok devletin gözü burada da olsa ancak Persler yenebilmiş . Persler Batı Anadolu'da bir çok yeri ele geçirmiş olsada en önemli Satraplık merkezi Sardes olmuş . 
Büyük İskender buralara hakim olunca Sardes 'in önemi kaybolmamış , ordunun dinlenme merkezi ve yine satraplık merkezi olmuş .Roma imparatorluğunda da Sardes önemini koruyor . İlginç olan Roma devrinde burada bir büyük sinegog var : Sart Havrası .
Lid dilinde Sart 'a Sfaradis dendiği için Safarat Yahudileriyle ilgi kurulmakta ve buranın kazı araştırma paralarını bir amerikan musevi lobisi finanse etmektedir .Sart Havrasının MS 3. yüzyıldan kalma olduğu tahmin ediliyor .Bu heybetli havranın tabanı mozaiklerle kaplı , duvarları da mermer plakalarla kaplıymış . ( bak resimler )
O çağda burada önemli musevi topluluğunun bulunduğu ortaya çıkıyor . 
Başlangıcı 3000 yıllarının ikinci yarısına  tarihlenen Sardes  aynı zamanda kitabı mukaddesin vahiy bölümünde adı geçen 7 kiliseden ( inananlar topluluğu ) birisi barınıyormuş . 
Sardes 'i 1402 de Timur yağmalayınca önemini yitirmiş .
Havra 'nın görüntüleri ; dış avlu 


 Havranın iç görüntüleri 




  

İç kısımdaki yerdeki mozaikler bozulmuş , bozulmadan kalan süsmeler çok güzel .  
Tören masasının her iki tarafında ikişer aslan heykeli var . Masanın her iki 
ayağında da kartal kabartması mevcut .
Alt sağ kısımdaki resimdeki geometrik şekiller güzel , bilmem üstü kahverengi 
küp şekillerini ayırt edebildiniz mi . 
Bir duvar panosunun önünde eşimin resmiyle bu bölümü bitiriyorum .


22 Mart 2013 Cuma

Kula Peribacaları

Bursa - Kütahya - Uşak - Manisa - İzmir yolunu birkez deneyin görecek haz duyulacak çok
şey var . Denizatı geldi dediler yola çıktık ama Karun Hazinelerine daha kavuşmamış .
Gördüklerimi tek tek aktaracağım .

uozmerdiven

İzmir'den İzmir-Uşak-Ankara otoyoluyla Emre köye gitmişken Kula'ya doğru devam etmeyip 
Manisa yönüne tekrar dönerek Bursa'ya dönmüştük . Bu kez Bursa-Kütahya-Uşak-İzmir 
şeklinde gelip Kula'ya gittik . Peri Bacaları Kula öncesi otoyoldan 7 km içerdeydi , otoyol 
kenarından da peribacası oluşumları gözüktüğünden içeri girmedik . Mart ayı başlangıcında 
yağmursuzda olsa toprak yola girmek istemedik . Otoyolun çift taraflı en az iki şerit uçak pisti 
kadar düz satıhlı harika manzaralı olduğunu belirteyim , aşırı hızdan kenar bariyerlere çarpıp 
durmuş ama az hasarlı araçlarda her halde ya trafik ya çekici bekliyordu .
Peribacaları levhasının hemen yanından çektiklerim :






Biraz ilerde toprak yolun sağ tarafını oluşturan panorama .

Yoldan 6 - 7 km içerdeki görüntü , CNN den alınmıştır .

Sart Artemis Sunağı

Görüntülerin çoğunu videoya çekmişim orada da yığınla açıklama vardı , Seton Lloyd 'un 
kitabını okuyunca yurdumu hiç tanımadığımı anladım . Binlerce yıl bu topraklarda yaşamız
atalarımız yerli , göç eden yadaistilacı halklarla karışarak yada biryerlerden yeni gelerek 
Anadolu insanını oluşturmuş ...

İzmir - Ankara otoyolu sizi Lidlerin ülkesi Lidya'ya götürüyor . Lid uygarlığının dili Luwi diline 
benziyormuş yani prototürk dili ; bizim gramer yapımızda bir dilmiş ... Otoyol üzerinde olan 
Sart 'a gidiyoruz , "Salili" sonra Ahmetbey'i geçince şehre giriyoruz . Her dilde farklı yazılıp 
söylenmiş Sart ; Sardana , Sardes ,Sardis , Sardeis . Kendi dillerinde yıl anlamına gelen 
"Sfardis" miş kentin adı ; Safarat Yahudileri ile ilgisinide başka yazımda aktaracağım . 
Aslında burası Truva savaşında birleşik Truva ittifakına katılan Maioniaların yurdu 
Gölmarmara'nın etrafındaki bereketli ova .
Sart bir başkent , yakınında Sart çayı var ( Paktalos ) . Sofokles filoktetes adlı yapıtında :
 " Toprak , Zeus'un bile anası , senki altını bol Poktolos'a hükmedersin " der . Çay yöredeki 
dağlardan Sart'a doğru altın kırıntıları taşır , zamanla altın tükenmiş ...
Ülke zengin olduğu için çeşitli zamanlarda istilalara uğrasada yıkılmamış , kent surlarla 
güçlenmiş , kendini korumak için paralı asker beslediği içinde çevresindeki İon şehir 
evletlerine sözünü geçirmiş . Bize ulaşan Lidya kırallarının adları sırasıyla : Gyges , Ardys ,
Sadyattes , Alyattes , Kroisos . Kroisos yani Kaarun , onun hazinelerini görmiye Uşak 'a gittik . 
Ülkeyi Persler istila eder ve Lid uygarlığı biter .
Çevrede gördüğümüz her şeyin çoğu Roma İmparatorluğundan kalma ...


 
Artemis Sunağı
Görünüm sanki sunak yeni inşaa edilirken iflas eden müteahhit nedeniyle yarım kalmış ... 
Depremlerde sunak yıkılmış ve arkeologlar "logo parçası" gibi hazırlanmış sutun parçalarını
kaideler üzerine yerleştirmiş , eski vinç tapınak alanında duruyor .Tapınağın pembe kumtaşı 
sunağının Midas ve Alacahöyük yakınındaki Kalehisar'daki  Kybele yada Kubaba sunaklarına 
benzediği görülmüş . Ancak burda bulunan yunanca ve lidçe yazıtlardan Artemis için yapılmış
sunak olduğu söyleniyormuş . Arkeologlar sunağın üç değişikliğe uğradığını ve sonuncu
değişikte yarım kalan kısımların tamamlandığı şeklinde bilgi aktarıyorlar ... 
Ama son tamamlanmada tapınak iki bölüme ayrılmış .



Logo parçaları ...

Bir kaidenin üzerine önce en sağdaki alt parça , sonra ortadaki parçalardan kolon 
oluşturuluyor ve en soldaki kolon başlığı en tepeye yerleştiriliyor . Bugünkü teknolojiyle
 bu lego parçalarından istenirse kısa zamanda ve çok parça üretilerek çeşitli yerlerdeki 
harabe antik kentler o zamanki görüntüleri ile ayağı kaldırılabilir .

Hıristiyanlık yayılınca tapınağın hemen önüne tuğla ve molozdan M kilise inşa edilmiş ;
resimde görünen kısım sonradan kiliseye ilave edilen ikinci bir absis . Dikdörtgen
kilisenin önüne ilave edilen kısmın ayrı bir girişi olsada ön açık kısımdan kilisenin
bu ilaveye bakan kısmında bir büyük pencere var ....